Herhâlde, galiba, sanursam…
Yıllar önce TRT’de yayınlanan “7 Numara” dizisinde “Herhâlde, galiba, sanursam…” diyerek ihtimaller üzerine kullanılan söz varlığı ürünleri sergilenmekteydi… Gariban köylü delikanlının sosyete kızlar arasında kendi üslubuyla onların kelimeleriyle iletişim kurma çabası vardı…
52,90
06,80
39,30
01,00
Ellaâm 100 ediyo…
Aslında 7 Numara’nın gençleri Herhâlde, galiba, öyle sanıyorum ki…, Allahua’lem, bence, zannediyorum, zannımca diyebilir… Ancak Allahua’lem sözü “ellaâm” biçiminde söylediğinde de tatlı bir dil, mütebessim bir eda ortaya çıkıyor. Bir zamanlar küçümsenen köylüler (!) şimdi sosyeteye entegre oldu gibi… “Gitceem, gelceem” diyerek…
Gecekondu ya da varoş dilinden Plaza Türkçesi ile “databeyzlerimi draft ettim, ardından print edip dosyalamam gerekiyooo… Amerikanomu drink etmeye part time emek vermiş gibiyim ayol!” diyorlar. Neler çıkıyor o eşek arısı sokasıca dillerden….
Dünya dönüyor… İnsanlar da… Gecenin karanlığından sonra iyi ki güneş var. Bütün güzellikler içinde ufak tefek ayıplar da aydınlıkta görünüyor… Örtülmez mahremiyetler görülür de neler denir o hallerde bilinmez. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır… En ağır cezayı hak edenler karşısında en iyi ödülü neden hak eden en iyilere vermeyiz ki…
Her sabah güneş doğar ve her sabah taze bir başlangıçtır…
İstikrarlı biçimde… Ne erken ne geç… Hep zamanında…
“Taş yeşermez bin bahar geçse de…”
Ezelden ebede yol yürürken yanındakilerden ve arkandakilerden şüphen varsa belki de yanlış yoldasındır…
İhtiyat ve itidal gecikmeye sebep olmamalıdır.
Keskin bir zekâ, iyi bir tecrübe, çalışkan bir ruh, tükenmez bir manevi enerji ve yılmaz bir azim düşmana fırsat vermez… Gerisini karşı taraf düşünsün…
Hayırlı cumalar…
Tanrı Dağları’ndan…
Muhittin Gümüş
14 Nisan 2023